Hızla gelişen dünyamızda insan sayısı da günden güne artmaya devam ediyor. Bu artış hızla devam ederken aslında şu anda elimizde hazır halde bulunan ve elbet bir gün tükenecek olan kaynakları nasıl kullandığımızı hiç düşünmeden, dikkat etmeden harcıyoruz. Bunun sonucunda ise insanoğlunun kaynak arayışı ve elinde bulunan kaynakları geri dönüştürme hareketleri de özellikle bu açığı yakalayan büyük şirketler tarafından ilgiyle karşılanıyor.
Elimizde sınırsız bir şekilde bulunan kaynakları geri dönüştürme kısmında ise yenilenebilir enerji kaynakları ve santraller devreye giriyor.
2018 yılı verilerine göre, farklı kaynaklardan dönüştürülerek elde edilen elektrik enerjisinin güneş tarafından karşılanan kısmı 7.799,8 GWh (Giga Watt Hours) değerindeki üretim ile %7,90. Bu yüzdesel değer ile her daim bize kaynak sunan güneş enerjisini dönüştürme kısmında ise dünyada 15. sırada yer alıyoruz.
Güneşin gezegenimizin birincil enerji kaynağı olduğunu da düşünürsek güneş enerjisine ve dolayısıyla güneş santrallerine yatırım yapma fikri ve çalışmaları hiç de şaşırtıcı olmasa gerek.
Bu yüzden santrallerimizi artırıp yenilenebilir enerjiye önem verdiğimiz sürece dünya çapında olan sıralamamızın da yükseleceğine eminim.
Portföyünün tamamı yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşan Borusan EnBW Enerji Şirketi’de bu fırsatı görmüş olacak ki şu anda aktif halde bulunan 9 rüzgâr santrali ve 2 büyük güneş santraline ek olarak şirket hedeflerinde Türkiye’nin en büyük güneş santrali projesini dahil etmişler.
Toplamda 8,8 MWp (megawatt peak) kurulu güce sahip olan bu santrallerinin ikisi de Mersin’de bulunuyor.
Elimizde bulunan bu sınırsız kaynakları dönüştürme konusunda ne kadar bilinçlenirsek ve yatırımlarımızı bu kaynaklara doğru bir şekilde yaparsak yaklaşık 8 milyar insana ev sahipliği yapan gezegenimizin kaynaklarını da o kadar uzun süre ve doğru bir şekilde kullanmış oluruz.
Peki sizce güneş santrallerine yatırımlarımızı artırmalı mıyız?
