Dark Light

Yemek ve dekorasyon, dünya kültürlerinin önemli bir parçasıdır. Her ülkenin veya topluluğun benzersiz mutfağının, kendine has tarihini, yaşam tarzını, değerlerini ve inançlarını büyük ölçüde yansıtabileceği başlı başına alanları oluşturarak bunu dünya insanına sergiler.

Hindistan’ın baharatlı lezzetleri, Belçika’nın çikolataları, Çin’in Pekin ördeği ve İtalya’nın pizzaları… 

Yemek kültürünün yanı sıra her bir ülkenin de ev dekorasyonları, yaşadıkları yerlerin aura’sı bambaşka özellikler yansıtıyor. 

Örneğin İzlanda’nın soğuk iklimi ve seyrek kereste arzından dolayı evlerin sıcaklığını koruması güç bir hal alıyordu. Bu yüzden İzlanda’nın geleneksel yaşam yerleri, ahşap yapıların üzerine yalıtkan çim katmanları ile yeşil manzarada kaybolan pitoresk konutlar oluşturmuşlardı. 

Bir başka ülkesini ve gelenekselliğini yansıtan ev biçimi Amerika’da bulunan “A çerçeve”ye sahip yapılar. Çatının tepesinden temele uzanan açılı kenarlara sahip bu yapılar, alfabenin ilk harfini anımsatan bir şekle sahip A-çerçeveli evler olarak Amerika içinde geleneksel bir hale gelmiştir.

Tunus’a ait mağara evleri, Kanada’daki iglolar veya Avustralya’ya ait yeraltı evleri…Gördüğünüz gibi ülkelerin konumlarına ve kültürlerine göre evrimleşmiş, saymaya sayfaların yetmeyeceği yüzlerce çeşide ve binlerce farklı dekorasyona sahip yaşam stilleri bulunuyor.

Görüldüğü üzere dünyanın her yerinde binlerce çeşitliliğe sahip yaşam tarzları bulunuyor. Günden güne küreselleşen dünyamızda, farklı yemek ve dolayısıyla yaşam kültürlerine erişmek, çok daha kolay bir hale geldi.

Peki bu dünya kültürlerine ait yaşam biçimlerini harmanlayıp önümüze sunan ve benimsediği bu fikir ile fark yaratmaya çalışan bir konsept var desem, ne dersiniz?

İki farklı dilde; Londra, Amsterdam, Berlin, New York, Kopenhag, Bali, Tokyo gibi birçok yaratıcı şehre uzanan Cooklife derim.

Cooklife; farklı yaşam tarzı fikirlerini sunarak gerçekleştirdiği etkinlikleriyle herkese yemek, yaşam ve ev kültürüne dair hayatın içerisindeki yaratıcı deneyimleri derinlemesine sunan bir girişimdir. Aynı zamanda benimsediği yavaş yaşam felsefesini geliştiren kreatif bir stüdyodur. 

Karaca Grubu Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Emre Karaca’nın yeme içme hobisinden yola çıkarak oluşturduğu bu konsept, başlarda yalnızca dergi şeklinde kullanıcılarıyla buluşmuştu. 

Daha sonralarda oluşturulan Casa Cooklife ve Cooklife Garden konseptleri gibi Cooklife stüdyosundan çıkan ürün ve fikirleriyle ise konsept edindiği bu yaşam tarzlarına katkıda bulunuyor.

İstanbul’daki Casa Cooklife, bahsettiğim bütün sakin yaşam ve çeşitli hayatlardan tarzları harmanlama konseptinin vücut bulmuş hali. Pek çok yiyecek çeşidinin müşterilerle buluştuğu bu mekanda, gelen kişilerin o anki isteklerine ve yiyeceği şeylere uygun seçebileceği iki farklı oturma alanı da mevcut. 

Bunun, aslında müşterilerin kendilerini daha rahat ve ait hissedebilecekleri bir alan yaratmak amacıyla uygulanmış bir strateji olduğunu düşünüyorum. 

Cooklife Garden ise zeytinyağı, marmelat veya özel kahve çeşitleri gibi spesifik ürünlerin yer aldığı bir alan. 

Cooklife’ın Garden, Lifestyle ve Magazine kategorileri altında satılan ürünlerini incelediğimizde gerçekten de Cooklife’ın başından beri izlediği konsept etrafında istikrarlı bir şekilde yol aldığını görüyoruz.

Az ve öz ürün ve kit sayısı ile minimalist ve sakin bir yaşamın anahtarını kullanıcılarına vermeyi amaçlayan Cooklife, web sitesindeki renkleri ve yazı stili ile insana huzur verecek, ergonomik ve gözü yormayacak şekilde tasarlanmış.

Acaba siteyi incelediğinizde, sizin Cooklife hakkındaki görüş ve düşünceleriniz benim görebildiklerimden ne kadar farklı olacak, doğrusu merak ediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili İçerikler